NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ
أَيُّوبَ
عَنْ أَبِي
قِلَابَةَ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
يَزِيدَ
الْخَطْمِيِّ
عَنْ
عَائِشَةَ
قَالَتْ كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقْسِمُ
فَيَعْدِلُ
وَيَقُولُ
اللَّهُمَّ
هَذَا
قَسْمِي
فِيمَا أَمْلِكُ
فَلَا
تَلُمْنِي
فِيمَا
تَمْلِكُ وَلَا
أَمْلِكُ قَالَ
أَبُو دَاوُد
يَعْنِي
الْقَلْبَ
Âişe (r.anha)'dan;
demiştir ki:
"Rasûlullah
(s.a.v.) gecelerini hanımları arasında paylaştırarak adaleti sağlar ve;
"Ey Allah'ım, benim
elimden gelen taksimim budur. Senin gücün yetip de benim gücümün yetmediği
hususlarda beni hesaba çekme." diye dua ederdi.
Ebu Dâvûd dedi ki:
(Rasul-i Ekrem "Senin gücünün yetip de benim gücümün yetmediği"
sözüyle) kalbi(ni) kasdediyor.
İzah:
Tirmizi, Nikâh; Nesâı,
nikâh; İbn-i Mâce, nikâh; Darimî, nikâh; Ahmed b. Hanbel, VI, 144.
Musannif Ebu Davud'un hadisin
sonunda açıkladığı gibi Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) efendimiz "senin gücünün
yetip de benim gücümün yetmediği" sözüyle, kalb'le ilgili olan sevgiyi
kasdetmiştir. Çünkü gönülle ilgili duygu ve düşünceler çoğu zaman insan iradesinin
ve gücünün dışında doğar ve gelişir. Aslında Allah'ın insanı gücünün üstünde
olan meselelerde sorumlu tutmadığı bilindiği halde Hz. Peygamberin kendi gücü
dışında olan, ailelerine eşit bir şekilde sevgi beslemekten muaf tutulması için
Allah'a dua etmesinin hikmeti aslında Allah'ın bu gibi meselelerde insanı
sorumlu tutması mümkün iken lütuf ve fazlından dolayı, insanları bu meselede
sorumlu tutmadığını şükür makamında itiraf etmek ve bu sayede söz konusu
nimetin devamına vesile olmaktır. Yahut-ta kulun Rabbine olan ihtiyacını dile
getirmektir.